Rumep - Rojin Kabaiş

‎Van'da üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş'in şüpheli ölümü, 2024 yılında Türkiye'nin gündemine oturan trajik bir olay olarak hafızalara kazındı. 20 Mart 2003'te Diyarbakır'da doğan 21 yaşındaki Kabaiş, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü birinci sınıf öğrencisi olarak eğitimine başlamış ve Diyarbakır'dan Van'a taşınmıştı. 27 Eylül 2024'te kaldığı yurttan markete gideceğini söyleyerek çıkan genç kız, annesi Aygül Kabaiş ile yaptığı son görüntülü görüşmede sarı terlikler giyerek neşeli bir şekilde şakalaşmıştı; ancak ertesi gün, 28 Eylül 2024'te Van Gölü sahilinde cep telefonu, kulaklık, kek ve su şişesi bulununca kayıp olduğu anlaşılmıştı. 18 günlük yoğun aramaların ardından, 15 Ekim 2024'te cansız bedeni Van'ın Tuşba ilçesine bağlı Mollakasım Köyü sahilinde, yurttan 24 kilometre uzakta kıyafetleri üzerindeyken keşfedildi; ancak sarı terlikleri kayıptı. Van Adli Tıp Kurumu'ndaki ön incelemede vücutta kesici veya ateşli silah yarası, kemik kırığı bulunmazken, boyun, diz ve dirsek bölgelerinde renk değişiklikleri (muhtemel morluklar) tespit edildi; kesin ölüm nedeni için örnekler İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Soruşturma kapsamında 300 kamera kaydı ve 80 numune incelendi, Ocak 2025'te ikinci bir savcı atandı, ancak bugüne dek gözaltı yapılmadı. İstanbul Adli Tıp Kurumu'nun 10 Ekim 2025 tarihli raporunda ölüm nedeni suda boğulma olarak belirlenirken, oluş şekli (intihar, kaza veya cinayet) konusunda kesin kanaate varılamadı; ayrıca göğüs ve vajina bölgelerinde iki farklı erkeğe ait DNA izleri bulundu, ancak cinsel saldırı, travma veya zehirlenmeye dair tıbbi kanıt olmadığı belirtildi. Bu DNA'lar için 250'den fazla karşılaştırma yapılmasına rağmen eşleşme sağlanmadı ve ailenin avukatı Nahit Eren, raporlardaki eksiklikleri büyük kusur olarak nitelendirdi. Aile, intihar iddialarını reddederek kızlarının öldürüldüğünü savunuyor; baba Nizamettin Kabaiş, son bir yılda 14 kez Van'a giderek yanıt alamamış ve Ankara'da adalet nöbeti planlıyor; anne Aygül Kabaiş ise kızının neşeli kişiliğini vurgulayarak sorumluların cezalandırılmasını talep ediyor. Van ve Diyarbakır Baroları, 25 Eylül 2025'te Adli Tıp Kurumu hakkında ciddi ihmaller nedeniyle suç duyurusunda bulundu; DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli ise DNA bilgisinin 10 ay gizlendiğini iddia ederek kurumu örtbas etme merkezi olarak eleştirdi. Olay, kadın cinayetleri ve şüpheli ölümler bağlamında protestolara yol açtı; üniversite öğrencileri Hakikat suda kaybolmaz sloganlarıyla eylem yaptı, Eskişehir'de Rojin anısına yapılan duvar resmi ise saldırıya uğradı. Soruşturma devam ederken, kamuoyu adalet çağrılarını sürdürüyor ve aile, DNA izlerinin derinlemesine araştırılmasını istiyor.